Mahsun Kırmızıgül’ün yazıp yönettiği “Mucize” serisinin devam filmi “Mucize 2: Aşk”ın galası yapıldı.
Uniq Hall’de sinema ve müzik dünyasından birçok ismin yoğun katılımıyla gerçekleşen galada gazetecilere açıklama yapan Kırmızıgül, çok heyecanlı olduğunu belirtti.
Üç buçuk yıllık maratonun kendisi için bugün sona erdiğini anlatan Kırmızıgül, bundan sonra sözün seyircide ve dostlarında olduğunu dile getirdi. Kırmızıgül, iyi bir film ortaya çıkardıklarını söyleyerek, “Filmin montajında da çekimlerinde de bulundum. Başarılı bir film oldu. Umarım gişede de hak ettiği yeri alır.” temennisinde bulundu.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne de değinen Kırmızıgül, şunları kaydetti: “Bu insanlar kusurlu, engelli, sakat veya özürlü değil. Bence bu insanlar özel insanlar. Biz ekip olarak bu insanların yanındayız. Zaten bu film de bizim için bir sosyal sorumluluk projesi. Sizler de diğer bütün filmlerimden ve Türk sinemasında bugüne kadar çekilen birçok filmden farklı bir yerde durduğunu izleyecek, göreceksiniz. Bazen yüreğiniz acıyacak, gözleriniz dolacak ama en önemlisi düşüneceksiniz. Biz bunu vadediyoruz.”
“Benim için çok büyük bir deneyim oldu”
Filmin başrol oyuncusu Mert Turak da zor ancak keyifli bir süreç yaşadıklarını belirterek, “Fikret Kuşkan, Erdal Özyağcılar, Ali Sürmeli, Ayda Aksel, Şenay Gürler ile birlikte, yani neredeyse Türk sinemasıyla çalışma fırsatı bulduğum ve Damla gibi rahat anlaşabildiğim bir partnerim olduğu için mutluyum. 140 kadar down sendromlu arkadaşımızla da çalıştık. Beraber oynadık. İnşallah emeklerimizin karşılığını alacağımızı düşünüyorum. Benim için çok büyük bir deneyim oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Fikret Kuşkan ise film ekibinin yanı sıra filme destek veren herkese teşekkür ederek, “Çok zorlu şartlarda, çok güzel bir şekilde bir araya geldik. Mahsun Bey’in yazmış olduğu ve devamını getirdiği bu filmde yer almaktan dolayı da büyük gurur duydum. Ayrıca ekibim adına da en alttan en üst departmana kadar gurur duyuyorum. Güzel ve başarılı bir film olduğuna inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Erdal Özyağcılar da filmde “Sinemacı Bahattin” rolünü canlandırdığına işaret ederek, “Benim 28 seneden sonra bu ikinci filmim. Şaşırdım, kaldım. Çok güzel bir prodüksiyon. Sevgili Mahsun’un kafasından çıkardığı, yüreğiyle mayaladığı bir film. Bir devam filmi gibi değil, yani güzel ve çirkini, saf sevgiyle mucizelerin olduğunu anlatan bir film.” dedi.
Şenay Gürler ise yaptıkları işe yürekten inandıklarını vurgulayarak, “Artık seyirci de inanırsa bence muhteşem bir şey olacak. İnandığımız bir işin içinde olmak zaten çok keyifliydi. İnsanlar çocuklarıyla birlikte bu filmi gelip izlesin. Buradaki saf sevgiyi, yardımlaşmayı, insanlar arasındaki ilişkiyi, 1960, 1970, 1980’lerde insanlar arasındaki sevgiyi görsünler istiyoruz.” diye konuştu.
“Mahsun’un sinemasını çok beğeniyorum”
Filmi izleyenler arasında yer alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da Mahsun Kırmızıgül’ü tebrik ederek, “Bugüne kadar çektiği filmleri izledim. Bir özelliği var, topraklarımızı hissettiren bir ruhu var ve iyi senaryolar, iyi oyuncularla Anadolu’yu, bizim insanımızı, bizim olaylarımızı anlatıyor. Bir filmin ders çıkarılan bir ruhu olunca ben daha çok benimsiyorum. O bakımdan değerli.” değerlendirmesini yaptı.
Cem Yılmaz ise hayırlı olsun dileğinde bulunarak, “Mahsun’un çok uzun zamandır beklediğimiz filmi. Çok vefalı bir insan. Benim filmim vizyona girdiğinde çok desteğini gördüm. Onun için koşarak geldim.” dedi.
Yılmaz Erdoğan da filmi başarılı bulduğunu dile getirerek, “Mahsun’un sinemasını çok beğeniyorum. Enteresan biri. Her filmde biraz daha gelişme kaydeden çok önemli işler yapıyor. Umarım gişede de başarılı olur.” diye konuştu.
Galaya, aralarında Demet Akbağ, Hamdi Alkan, Edip Akbayram, Burak Kut, Manuş Baba, Funda Arar, Orhan Gencebay, Emel Müftüoğlu, Nurseli İdiz, İrem Helvacıoğlu, Murat Ünalmış, Eren Hacısalihoğlu ve Semiramis Pekkan’ın da bulunduğu birçok isim katıldı.
Film 6 Aralık’ta sinemaseverlerle buluşacak
Boyut Film’den Murat Tokat’ın yapımcılığında çekilen film, Doğu’nun bir dağ köyünde yaşayan engelli Aziz ile görücü usulü evlenen Mızgin’in dramını ve yaşama tutunma hikayesini anlatıyor. Aziz ve Mızgin, film boyunca hayata tutunmayı, çalışmayı ve dostluğun önemini öğreniyor.